Atopik dermatit nedir?
Atopik dermatit, sıklıkla çocukluk çağında başlangıç gösteren, alevlenmeler ile seyreden, kronik kaşıntılı inflamatuvar bir cilt hastalığıdır. Sıklığı son yıllarda giderek artmış olup yaklaşık 5 çocuktan birini etkilemektedir. Genellikle artmış immünoglobülin E düzeyleri ve kişisel ya da ailesel atopik hastalıklar (astım, alerjik rinit, besin alerjisi gibi) ile ilişkilidir.
Atopik dermatit vücudun hangi bölgelerinde görülür?
Atopik dermatitte vücut bölgelerinin tutulumu yaşa göre değişiklik göstermektedir.
Süt çocukluğu döneminde (0-2 yaş) lezyonlar sıklıkla yüzde (en sık yanaklarda), saçlı deride, kulak arkalarında, diz ve dirseklerde, kol ve bacakların dış yüzeylerinde görülmektedir. Bez bölgesi sıklıkla etkilenmez. (Resim A)
. Çocukluk çağında (2-12 yaş) egzamatöz değişiklikler daha çok diz arkaları, kol içi gibi katlantı bölgeleri ile boyun, el ve ayak bileği gibi bölgeleri tutar. (Resim B)
. Ergenlik/erişkin dönemde (>12 yaş) tablo genellikle bebeklik ve çocukluk döneminden daha hafif olup kaşıntı ve deride kalınlaşma ön plandadır. Kıvrım bölgelerinde tutulum görülmekle birlikte bazen yalnızca el egzaması ya da baş- omuz bölgesinde egzama görülebilmektedir. (Resim C)
Uzun süreli kaşıntıya bağlı deride kalınlaşma ve renk değişiklikleri görülebilmektedir. Hastalarda göz çevresinde kronik inflamasyon ve kaşıntıya bağlı göz altlarında çizgilenme ya da keratokonjonktivit, keratokonus, katarakt gibi göz komplikasyonlar gelişebilmektedir.
Atopik dermatiti tanısı nasıl konulur?
Atopik dermatit tanısı klinik belirti ve bulgulara dayanır. Tanıyı kesinleştirecek bir tanısal test bulunmamaktadır. Kaşıntı, tipik dağılım ve morfolojinin olduğu kronik ve tekrarlayıcı egzamatöz dermatit atopik dermatit tanısı için mutlak gereklidir. Bunun yanı “Hanifin & Rajka” veya “İngiltere Tanısal Kriterleri” gibi uluslararası kabul görmüş tanı kriterleri kullanılmaktadır.
Atopik dermatit besin alerjisinden mi kaynaklanır?
Atopik dermatit kronik bir cilt hastalığı olup ciltteki inflamasyonu tetikleyen pek çok faktör bulunmaktadır. Bunlar ısı ve nem değişiklikleri, terleme, kimyasallar (sabun, deterjan, şampuan), yünlü ya da sentetik giysiler, sigara dumanı gibi irritanlar, stres, Staphylococcus aureus gibi mikroorganizmalar ve besin (inek sütü, yumurta, buğday, soya, balık, vb.) ya da solunum yolu alerjenleri (ev tozu akarı, polenler, küfler, kedi epiteli, köpek epiteli, vb.) olabilmektedir. Orta-ağır şiddetteki atopik dermatit hastalarının ancak üçte birinde besinler tetikleyici olarak karşımıza çıkmaktadır. Besinlerin egzama lezyonlarını tetikleyip tetiklemediğinin uygun testler ile değerlendirilmesi özellikle büyüme çağındaki hastalarda gereksiz besin eliminasyonu yapılmaması açısından oldukça önem taşımaktadır.
Resim 1. Atopik dermatitte yaşa göre tutulan cilt bölgeleri

1. Atopik Dermatit Tedavisi Nasıl Olmalıdır?
Atopik dermatit kronik bir hastalıktır ve tamamen iyileştirecek bir tedavi yöntemi günümüzde mevcut değildir. Hafif vakaların önemli bir kısmı kendiliğinden geçerken bir kısmı erişkin yaşa kadar devam edebilmektedir.
Atopik dermatitte tedavinin ana bileşenleri tetikleyicilerin uzaklaştırılması, derinin iyi nemlendirilmesi, kaşıntının giderilmesi ile birlikte gerekli durumlarda antiinflamatuvar veya antibakteriyel tedavilerin kullanılması şeklindedir. Tedavinin yoğunluğu hastalık şiddetine göre belirlenmektedir. Tedavinin amacı alevlenmelerin sıklığını ve şiddetini azaltmak ve lezyonsuz dönemleri artırmaktır.
Ciltte meydana gelen inflamasyonun baskılanması amacıyla çeşitli kremler kullanılmaktadır. Ancak tedaviye dirençli hastalarda sistemik tedavi de gerekebilmektedir. Tedavide kullanılan en etkin ilaçlar kortikosteroid içerikli kremlerdir. Kortikosteroid içeren tedaviler akut alevlenme dönemlerinde kullanılabileceği gibi, alevlenmeleri önleyici olarak haftada 2 ya da 3 gün şeklinde (proaktif tedavi) de kullanılabilmektedir. Yoğun miktarda ve geniş alanlara kullanılmadıkları takdirde ciddi yan etkilere yol açmazlar. Olası yan etkileri arasında deri incelmesi, renklenmede azalma, çizgilerin oluşması, deri altı kanamalar, deri altı damar genişlemeleri sayılabilir. Çok güçlü etkiye sahip kortizonlu ilaçların uzun süre deriye uygulanması ile nadiren ciddi sistemik etkiler de ortaya çıkabilir. Bu ilaçları kullanırken mutlaka hekim tavsiyesine uyulmalı, hekim önerisinin dışında miktar, süre ya da uygulama bölgesi değişiklikleri yapılmamalıdır. Kortikosteroid içeren kremler banyodan hemen sonra ve nemlendiricilerden önce kullanılmalı ve yalnızca egzamanın olduğu bölgeye uygulanmalıdır.
Kortizon içermeyen antiinflamatuar ilaçlar pimekrolimus ve takrolimustur. Topikal kortikosteroidlerde görülen yan etkilere yol açmazlar. Yüz gibi hassas deri bölgelerinde kullanılabilirler. İki yaşından büyük bebeklerde hafif ve orta şiddette atopik dermatit tedavisinde kullanılması tavsiye edilmektedir. Bu ilaçlar da hem alevlenme döneminde hem de proaktif tedavi şeklinde kullanılabilmektedir.
Antihistaminiklerin tedavide yeri yoktur. Kaşıntının giderilmesindeki etkileri çok zayıf olmakla birlikte gece kaşıntısının engellenmesinde yararlı olabilirler.
Atopik dermatit hastalarının egzama lezyonları üzerinde enfeksiyon geliştiğinde uygun antibiyotik tedavisi kullanılmalıdır.
Fototerapi ve bağışıklık sistemini baskılayan sistemik ilaçlar (siklosporin vb) yeterli yanıt alınamayan ağır olgularda nadir olarak gerekli olabilir.
2. Cildin bakımı ve nemlendirilme nasıl yapılmalıdır?
Atopik dermatit tedavisinde temel basamağı cildin nemlendirilmesi oluşturur. Günde bir kez ılık suyla yapılan banyo derideki alerjen ve tahriş edici maddeleri uzaklaştırır, aynı zamanda enfeksiyon nedeni olabilecek mikroplardan arındırır. Ayrıca suyun rahatlatıcı ve kaşıntıyı azaltıcı etkisi vardır. Banyo suyu ılık olmalı, kese, sert lif gibi tahriş edici malzemeler kullanılmamalıdır. Sıcak su deride kızarıklığa yol açabilir, hassasiyeti artırabilir. Katkılı sabun ve şampuanlar içerebilecekleri kimyasal veya alerjenler nedeniyle kullanılmamalıdır. Gerektiğinde sadece hassas ciltler için nötral pH’da katkısız sabun ve şampuanlar kullanılabilir.
Banyo sonrasında deri üzerindeki damlaları yumuşak bir havluyla alınmalı; takiben 3 dk. içinde nemlendirici tüm vücuda uygulanmalıdır. Gün içerisinde banyo yapmadığınız saatlerde de deri kuru ise nemlendirici birkaç kez daha sürülmelidir. Su bazlı ya da yağ bazlı nemlendiriciler kullanılabilir. Bu seçimi doktorunuzla birlikte yapabilirsiniz. Nemlendiricilerin alerjen ya da kimyasal madde içermemesine dikkat edilmelidir.
3. Atopik dermatit hastalarının alacağı önlemler nelerdir?
Kaşıntı ve döküntüyü artıran etkenlerden kaçınma
Kaşıntı, döküntü veya diğer semptomları neyin daha da kötüleştirdiğini çözmek önemlidir. Kaşınma ve ovalama cildi tahriş eder ve durumu daha da kötüleştirir.
Kaşıntıyı önlemek için ;
- Tırnaklarınızı kısa, düz ve temiz tutun.
- Kaşıntı hissettiğinizde nemlendirici uygulayın.
- Geceleri kaşıntı nedeniyle deri zedelenmesini önlemek için pamuk eldivenler giyilebilir.
Aşırı sıcak veya nem, alerji, aşırı duygusal durumlar ve stres kaşıntı ve döküntüyü artırabilir.
Kimyasallardan uzak durmak
- Yeni satın aldığınız tüm elbiseleri giymeden önce yıkayın. (Formaldehid ve diğer tahriş edici kimyasallar yeni yapılmış elbiselerde bulunabilir)
- Tahriş edici maddelerden (kimyasallar, çözücüler, sabun, deterjan, parfümler, cilt bakım ürünleri, bazı kumaşlar , alkol içeren cilt ürünleri, suda fazla vakit geçirme, sıcak su, parmak boyaları, oyun hamurları ve sigara) kaçının.
- Diğer kumaşlara nazaran daha az tahriş edici olan pamuk veya pamuk karışımlı elbiseler giyin. Rahatsız ediyorsa giysilerin etiketleri çıkarın. Dikiş yerleri kaşıntı yapıyorsa, evdeyken giysileri tersyüz ederek giyin.
- Yün veya tahriş edici kumaşlardan sakının.
- Aşırı giyinme veya sıkı kıyafetler terlemeye neden olarak atopik dermatitin alevlenmesine yol açabileceğinden tercih etmeyin.
- Çamaşır deterjanınız tahriş edici geliyorsa, kokusuz ve boyasız deterjanlar kullanın. İkinci bir durulama çamaşır deterjanındaki deterjan kalıntılarının giderilmesine yardımcı olabilir.
- Güneş yanmalarından kaçının. Yüksek faktörlü koruyucu güneş kremi kullanın. Güneş kreminiz tahriş edici ise, yüz için geliştirilmiş diğer ürünleri veya güneş kremlerini deneyin.
- Yaz aylarında denizde yüzmek bazı atopik dermatit hastalarına iyi gelebilir. Denizden çıktıktan hemen sonra duş alınıp nemlendirici sürün.
Evin sıcaklığını ve nemini uygun hale getirmek
Aşırı sıcak ve aşırı nemden kaynaklanan terleme cildi tahriş edebilir. Düşük nem ise ciltten su kaybına yol açarak cilt kuruluğu ve tahrişi artırabilir.
- Yaşadığınız ortamı rahat bir sıcaklık ve nem düzeyinde tutun.
- Egzersiz yaparken ve sıcak havalarda gevşek, geniş ve seyrek dokumalı kıyafetler giyin.
Alerjenlerden kaçınmak
Alerjiler atopik dermatit semptomlarınızı başlatabilir veya kötüleştirebilir. Besin alerjileri atopik dermatitli hastaların yarısına yakınında bulunabilir. Çocuklarda süt, yumurta, yer fıstığı, buğday, fındık, soya, balık ve kabuklu deniz ürünleri egzamayı tetikleyebilir. Mutlaka bir alerji ve immünoloji uzmanı tarafından değerlendirilmeniz gereklidir. Egzamanızı tetikleyen bir alerjen saptanması halinde buna yönelik alacağınız tedbirleri doktorunuz ile görüşün.
Duygu durumu ve stres kontrolü
Duygu ve stres atopik dermatite yol açmaz, ancak kaşıntıya neden olabilir.
- Hastalığınızla daha iyi mücadele etmek için hastalığınızla ilgili olabildiğince fazla bilgi edinin.
- Aile bireyleriniz ve arkadaşlarınızın destekleyici olmasını sağlayın.
- Olumsuz durumları nasıl tedavi edeceğinizi öğrenin.
- Duygu ve stresle mücadelenizde yardım alın.
Enfeksiyonlara karşı dikkatli olmak
Cilt enfeksiyonları atopik dermatitli hastalarda sık sık problem oluşturur. Bu hastalarda bulaşıcı organizmalar (bakteriler, virüsler, mantarlar) çoğunlukla cilt üzerinde sayıca normalin üzerinde seyreder. Ayrıca, deri bariyerinin bozuk olması nedeniyle hastalarda cilt enfeksiyonlara daha yatkın haldedir.
Cilt enfeksiyonlarının belirtileri:
- Artan kızarıklık
- İltihap dolu şişlikler veya akıntı
- Uçuk
- Ateş
Bu belirtilerden herhangi birisi varsa hemen doktorunuz ile iletişim kurun veya önerdiği eylem planını uygulayın.
Atopik dermatit tedavisinde gıda takviyesi ya da vitaminlerin yeri var mıdır?
Probiyotik/prebiyotik, balık yağı, çinko, D vitamini ya da diğer vitaminlerin atopik dermatit tedavisinde etkinliği konusunda yeterli bilimsel veri bulunmamaktadır.
Atopik dermatitli hastaların uzun dönem izlemi nasıl olmalıdır?
Atopik dermatit, tedavi ile düzeldikten bir süre sonra tekrarlayabilir. Deri bakımı ile ilgili önerilere uyulmalı ve alevlenme dönemlerinde verilen tedavi doğru ve eksiksiz uygulanmalıdır. Atopik dermatitin şiddeti zamanla azalabilir ve hastalık düzelebilir.
Atopik dermatit bebeklerde/çocuklarda daha sonra gelişebilecek bir alerjik hastalığın (besin alerjisi, astım, alerjik rinit) ilk basamağı olabilir. Bu çocuklarda alerjik hastalıkların görülme olasılığı diğer çocuklardan daha fazladır. Bu hususun hekim ve aileler tarafından bilinmesi hastaların izleminde büyük önem taşımaktadır.
Kaynaklar:
1) Atopik Dermatit Tanı ve Tedavisine Yaklaşım: Ulusal Rehber 2018
2) Türkiye Ulusal Alerji İmmunoloji Derneği web sitesi-https://www.aid.org.tr/hastaliklar/alerji-ve-bagisiklik-sistemi-hastaliklari/atopik-dermatit/
3) Consensus-based European guidelines for treatment of atopic eczema (atopic dermatitis) in adults and children
Dikkat: Bu yazı Dr Burçin Beken tarafından hazırlanmış olup kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Dikkat: Bu sitede yer alan bilgiler hastaları bilgilendirme amaçlı olup hekim olmayanlar tarafından tedavi amacıyla kullanılmamalıdırlar. Ayrıntılı bilgi için lütfen hekiminize başvurunuz
