Astımlı Çocuk ve Ergenlerde Egzersiz: Güvenliği, Yararları ve Dikkat Edilecek Noktalar
Astımlı çocuklarda egzersizin fizyolojik etkileri
Astım tanısı almış çocuklar için düzenli egzersiz yapmak, uygun şekilde planlandığında, bir risk olmaktan ziyade sağlık açısından birçok fayda sağlayabilir. Geçmişte astımlı çocukların egzersizden kaçınması gerektiği düşünülse de güncel yaklaşımlar, düzenli fiziksel aktivitenin astım yönetiminin önemli bir parçası olduğunu göstermektedir . Araştırmalar, düzenli egzersiz yapan astımlı çocuk ve ergenlerde hastane yatışlarının ve okula devamsızlıkların azaldığını, tıbbi kontrollerin ve bronkodilatör (rahatlatıcı inhaler) kullanımının daha sınırlı olduğunu bildirmektedir . Özellikle denetim altında yapılan planlı egzersizlerin, astım tedavisine farmakolojik tedaviye ek olarak sinerjik bir katkı sağladığı vurgulanmaktadır .
Egzersizin astımlı çocukların vücudunda oluşturduğu olumlu fizyolojik değişimler şu şekilde özetlenebilir:
- Kardiyopulmoner kapasitenin artması: Aerobik egzersizler kalp ve akciğerlerin kapasitesini geliştirir. Düzenli aerobik egzersiz, astımlı bireylerde kardiyopulmoner dayanıklılığı artırır ve solunum kaslarını güçlendirir . Sonuç olarak eforla gelen nefes darlığı eşiği yükselir, günlük aktivitelerde zorlanma azalır. Yapılan çalışmalar, çocukluk ve ergenlik döneminden itibaren düzenli egzersiz yapmanın akciğer gelişimini olumlu etkilediğini ve ileride yetişkinlikte görülen akciğer fonksiyon kaybını azalttığını göstermiştir .
- Bronş aşırı duyarlılığı ve inflamasyonun azalması: Egzersiz, astımda hava yollarının duyarlılığını (bronş hiperaktivitesi) ve altta yatan inflamatuar süreci olumlu yönde etkileyebilir. Düzenli fiziksel aktivite sayesinde astım semptomlarının tetiklenme eşiği yükselir ve solunum yolları daha az reaktif hale gelebilir . Bu durum, astım krizlerinin veya alevlenmelerinin daha seyrek yaşanmasına katkıda bulunur. Nitekim düzenli fiziksel aktivitenin astımlı gençlerde alevlenme sıklığını azalttığı ve idame steroid ilaç ihtiyacını düşürdüğü gösterilmiştir .
- Bağışıklık sistemi ve enfeksiyonlara direnç: Düzenli egzersiz yapmak, bağışıklık sistemini uyararak astım tetikleyicisi olarak bilinen solunum yolu enfeksiyonlarına karşı direnci artırır . Özellikle viral solunum yolu enfeksiyonları astım krizlerini tetikleyebildiği için, düzenli aktif yaşam süren çocuklarda soğuk algınlığı sıklığının azalması astım kontrolüne dolaylı olarak katkı sağlayabilir.
- Vücut ağırlığı ve metabolik faydalar: Sedanter (hareketsiz) yaşam tarzı, çocuklarda obeziteye ve obezitenin de astım semptomlarını kötüleştirmesine yol açabilir. Egzersiz, sağlıklı kilonun korunmasına yardımcı olarak obeziteyle ilişkili astım kötüleşmesini engeller . Obez astımlı çocuklarda düzenli egzersiz yapmak vücut kitle indeksini düşürerek sistemik inflamasyonu azaltabilir ve akciğer fonksiyonlarını iyileştirebilir .
- Ruhsal ve psikososyal etkiler: Fiziksel aktivite endorfin salınımını artırarak çocukların modunu düzeltir, stresi azaltır ve anksiyete/depresyon riskini düşürür . Astımlı çocuklarda egzersiz yapabilmek, kendine güveni ve yaşam kalitesini yükseltir. Aktif çocukların, astım semptomlarıyla başa çıkmada daha başarılı oldukları ve genellikle daha az semptom yaşadıkları gözlenmiştir . Ayrıca egzersiz, uyku kalitesini ve bilişsel fonksiyonları iyileştirerek okul performansı üzerinde de olumlu etki yapabilir .
Bu fizyolojik ve psikolojik faydalar sayesinde düzenli egzersiz, astım tedavisinin tamamlayıcı bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Elbette astımlı çocuklarda egzersiz programları bireyselleştirilmeli ve çocuğun mevcut hastalık kontrol düzeyine göre ayarlanmalıdır. Uygun şekilde planlandığında, egzersiz yapmak astımlı çocukların genel sağlık durumunu güçlendirmekte ve ileride daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine zemin hazırlamaktadır .
Egzersize bağlı bronkokonstriksiyon nedir ve nasıl önlenir?
Egzersize bağlı bronkokonstriksiyon (EIB), yoğun fiziksel aktivite sonrasında hava yollarında meydana gelen geçici ve geri dönüşümlü daralmayı ifade eder . EIB genellikle egzersizin bitiminden kısa bir süre sonra, ilk 5-10 dakika içinde ortaya çıkar ve nefes darlığı, göğüste sıkışma, hırıltılı solunum ve öksürük gibi astım benzeri semptomlara yol açabilir . Bu durum, özellikle soğuk ve kuru havada yapılan egzersizlerle tetiklenmeye daha yatkındır. Klasik olarak, çocuk egzersize başladıktan birkaç dakika sonra solunum yollarında açılma olabilir ancak egzersiz yoğun şekilde devam ederse bronşlarda daralma oluşur; egzersiz bitiminde akciğer fonksiyonlarındaki düşüş belirgin hale gelir ve semptomlar 30-60 dakika içinde kendiliğinden düzelir . EIB astımlı çocukların %40-90’ında görülürken, astımı olmayan sağlıklı bireylerin de yaklaşık %10-20’sinde yoğun egzersizle benzer bronş daralmaları ortaya çıkabilir .
EIB’nin ortaya çıkış mekanizmasında, egzersiz sırasında artan solunum hızının hava yollarını soğutması ve kurutması önemli rol oynar. Yoğun eforla birlikte ağızdan hızlı nefes alıp verme, solunum yollarındaki nemin buharlaşmasına ve hava yolu yüzeylerinde soğumaya yol açar. Bu durum bronş duvarındaki hücrelerden bazı inflamatuar mediatörlerin salınmasına neden olarak bronşlarda spazm (daralma) yaratır . Özetle, “hava yolunun kuruması” EIB için tetikleyici başlangıç adımıdır ve solunan havanın sıcak-nemli olmaması halinde egzersiz astım atağını kolaylaştırır . Nitekim astımlı çocuklar için kapalı ortamdaki nemli hava avantajıyla yüzme gibi sporların daha az EIB tetiklemesi de bu mekanizmaya dayanmaktadır.
EIB gelişme riski, uygun önlemlerle büyük ölçüde azaltılabilir. Astımlı bir çocuğun egzersiz sırasında bronkokonstriksiyon yaşamasını önlemek için en önemli strateji, astımın iyi kontrol altında olmasını sağlamak ve egzersizi planlı bir şekilde gerçekleştirmektir. Bunun için şu yaklaşımlar önerilir:
- Egzersiz öncesi bronkodilatör kullanımı: Doktorun önerisi ile, çocuğun egzersize başlamadan 10-15 dakika önce hızlı etkili bir rahatlatıcı inhaler (örn. kısa etkili beta-2 agonist/SABA) kullanması, egzersizle tetiklenen bronş daralmasını önleyebilir . Amerikan Toraks Derneği’nin kılavuzları, egzersizden yaklaşık 15 dakika önce alınan inhaler bronkodilatörün EIB’yi önlemede güçlü bir şekilde etkili olduğunu belirtmektedir . Bu ilaçlar genellikle 2-4 saat boyunca koruma sağlar. Eğer çocuk çok sık egzersiz yapıyorsa ve her seferinde rahatlatıcı ilaç kullanma ihtiyacı oluyorsa, altta yatan astma kontrolünün yetersiz olabileceği düşünülmeli ve düzenli koruyucu tedavi (örn. inhale kortikosteroidler) gözden geçirilmelidir.
- Isınma ve soğuma evreleri: Egzersize aniden yüksek şiddette başlamak yerine, 10-15 dakikalık düşük-orta yoğunluklu bir ısınma periyodu yapmak EIB riskini azaltan en önemli ilaç dışı yöntemlerden biridir . Isınma sırasında artan vücut ısısı ve kademeli solunum artışı, bronşlarda bir “refrakter periyot” oluşmasına yol açarak egzersizin sonraki yoğun kısmında bronkokonstriksiyon gelişimini sınırlayabilir . Isınma ile oluşturulan bu koruyucu etki genellikle 1-2 saat sürebilir. Egzersiz bittikten sonra ise benzer şekilde 5-10 dakikalık soğuma hareketleri yapmak da ani durmanın getirebileceği solunum sıkıntısını engellemeye yardımcı olur .
- Solunan havayı nemlendirme ve ısıtma: Çocukların özellikle soğuk ve kuru havada egzersiz yapmaları gerekiyorsa, burundan nefes alıp verme teşvik edilmelidir, çünkü burun havayı akciğerlere ulaşmadan önce ısıtır ve nemlendirir. Ağızdan nefes almak kaçınılmazsa, ağız ve burnu bir atkı, buff veya maske ile kapatarak solunan havayı ısıtmak faydalı olabilir . Bu yöntemlerin, solunum yollarının kurumasını önleyerek EIB oluşumunu azaltmada etkili olduğu gösterilmiştir; hatta uygun bir ısı-nem değiştirici maskenin kullanımı, bazı durumlarda ilaç kadar etkili bulunmuştur .
- Egzersiz türünün ve ortamının seçimi: Uzun süre kesintisiz efor gerektiren aktiviteler yerine, daha kısa aralıklı eforlarla yapılan sporlar tercih etmek EIB riskini azaltabilir . Örneğin aralarda dinlenme imkânı olan tenis, voleybol, kısa mesafe koşu veya oyun şeklinde yapılan sporlar, uzun mesafe koşusu veya bisiklet gibi sürekli yüksek eforlu aktivitelere göre astımlı çocuklar tarafından daha iyi tolere edilebilir. Ayrıca mümkünse soğuk ve kuru havalarda açık havada egzersizden kaçınmak, onun yerine hava koşullarının uygun olduğu ortamlarda (ör. kapalı spor salonu veya sıcak havalarda dış ortam) egzersiz yapmak önerilir . Ortamın toz, duman, polen gibi irritanlardan arındırılmış olması da önemlidir (bkz. Bölüm 4).
Sonuç olarak EIB, astımlı çocuklarda sık görülen bir durum olsa da doğru önleyici adımlar ile üstesinden gelinebilir. Egzersiz öncesi uygun ilaçların kullanılması, iyi bir ısınma yapılması ve çevresel tetikleyicilerin minimize edilmesi sayesinde astımlı çocuklar güvenle spor yapabilirler. Böylece EIB korkusu, çocukların fiziksel olarak aktif bir yaşam sürmesinin önünde bir engel olmaktan çıkar.
Astımlı çocuklar için uygun spor türleri ve bilimsel dayanakları
Astımlı çocuk ve ergenlerin, doğru önlemler alındığında hemen her spor dalına katılması mümkündür. Önemli olan, çocuğun ilgi duyduğu spor dalında astımını kontrol altında tutarak güvenle performans göstermesidir. Bununla birlikte, bazı sporlar solunum sistemi üzerine daha az stres bindirirken bazıları daha yoğun efor ve çevresel maruziyet gerektirir. Aşağıda astımlı çocuklar açısından daha uygun kabul edilen spor türleri ve bunların bilimsel dayanakları sunulmuştur:
- Yüzme: Astımlı çocuklar için en çok önerilen sporların başında gelir. Özellikle kapalı ve sıcak bir havuz ortamında yüzmek, nemli hava solunmasını sağladığı için astım semptomlarını tetikleme olasılığı en düşük egzersiz şekillerinden biridir . Bilimsel çalışmalar, yüzmenin astımlı çocuklarda akciğer fonksiyonlarını iyileştirdiğini ve kardiyo-pulmoner kapasiteyi artırdığını ortaya koymuştur . Örneğin, 6-12 hafta süreyle düzenli yüzme antrenmanı yapan çocuklarda FEV₁ (bir saniyede zorlu ekspiratuvar hacim) gibi solunum fonksiyonlarında küçük ama anlamlı artışlar ve VO₂ maks gibi egzersiz kapasitelerinde belirgin iyileşmeler saptanmıştır . Dahası, stabil astımı olan çocuklarda yüzme egzersizinin hastalık kontrolünü bozmadığı, aksine iyi tolere edildiği ve astım semptomlarının şiddetini azaltabildiği gösterilmiştir . Bir pediatrik akciğer uzmanı, astımlı çocuklar için en iyi dayanıklılık egzersizinin yüzme olduğunu, özellikle kapalı yüzme havuzlarında yapılan yüzmenin yüksek nem oranı sayesinde hava yollarını açık tutarak astım atağını önlemeye yardımcı olduğunu ifade etmektedir . Bu nedenle yüzme, astımlı çocuklara güvenle önerilir. Yine de, klor gibi havuz kimyasallarının bazı çocuklarda irritasyona yol açabileceği unutulmamalı; iyi havalandırılan yüzme ortamları tercih edilmelidir.
- Bisiklet: Bisiklete binmek, astımlı çocuklar için uygun olabilecek bir başka aerobik egzersizdir. Bisiklet sporu, efor düzeyi çocuğun kapasitesine göre ayarlanabildiği ve açık havada keyifli vakit geçirme imkânı sunduğu için avantajlıdır. Düşük-orta tempolu bisiklet sürme genellikle iyi tolere edilir ve dayanıklılığı artırır. Ancak uzun mesafe veya yüksek hızda kesintisiz bisiklet sürüşü, özellikle soğuk ya da rüzgârlı havalarda yapıldığında EIB riskini artırabilir . Bu yüzden astımlı çocuklar bisiklete binerken kendi hızlarında gitmeli, gerekirse kısa molalar vermeli ve soğuk havalarda ağızlarını bir buff veya atkıyla korumalıdır. Uygun koşullarda yapıldığında, bisiklet sporunun astımlı çocuklarda fiziksel kondisyona katkı sağladığı ve özgüvenlerini artırdığı belirtilmektedir.
- Futbol (Soccer): Futbol, çocuklar arasında en popüler takım sporlarından biri olup astımlı çocuklar da doğru önlemlerle futbol oynayabilirler. Futbol, aslında aralıklı efor gerektiren bir spordur: Yoğun koşu deparları ile dinlenme anları (taç atışı, duran top, devre arası vb.) iç içedir. Bu açıdan bakıldığında, futbol astım açısından orta derecede uygun kabul edilebilir . Sıcak ve nemli havalarda veya kapalı salon ortamlarında oynanan futbol maçları, soğuk-dumanlı sahalarda oynananlara göre daha az risk taşır. Bilimsel sınıflandırmalara göre futbol (soccer), astım semptomlarını tetikleme potansiyeli orta grupta yer alan bir spor dalıdır . Yani, yüzme kadar güvenli fakat uzun mesafe koşu kadar riskli değildir. Astımlı profesyonel sporcular arasında da futbolcular bulunmaktadır ve uygun tedavi ile üst düzeyde performans sergileyebilmektedirler . Astımlı bir çocuk futbol oynamak istiyorsa, antrenman ve maçlardan önce ısınmasını iyi yapması, gerekiyorsa inhalerini kullanması (ör. maçtan 15 dk önce) ve oyun sırasında kendini zorlarken solunumunda problem hissederse kenara gelip dinlenmesi sağlanmalıdır. Takım arkadaşları ve antrenörlerin çocuğun astımı konusunda bilgili olması da güvenliği artıracaktır.
- Koşu: Koşu sporu astımlı çocuklar için hem çok faydalı olabilen hem de dikkat gerektiren bir etkinliktir. Kısa mesafe koşuları (sprint) veya interval antrenmanları (aralıklı hızlı-yavaş koşu) genellikle daha iyi tolere edilirken, uzun mesafe koşuları özellikle yüksek tempoda ve soğuk havada yapıldığında astım semptomlarını tetikleyebilir . Örneğin, 100-200 metre gibi kısa koşular sırasında çocuklar genellikle sorun yaşamazken; 1500 metre veya daha uzun mesafelerde sürekli koşu, eforun sonlarına doğru EIB’ye yol açabilir. Bu nedenle, astımlı çocuklar uzun koşulara katılacaksa, yarış veya antrenman öncesi ilaçlarını almalı ve iyi ısınmalıdır. Kapalı mekânlarda koşu bandında yapılan antrenmanlar veya uygun iklim koşullarında açık havada yapılan joging (tempolu koşu) astımlı çocuklar için dayanıklılığı artıran güvenli yöntemlerdir. Düzenli koşu antrenmanlarının zamanla kardiovasküler uygunluğu artırarak astım kontrolüne katkı sağladığı bilinmektedir. Nitekim astımlı olup maraton, triatlon gibi dayanıklılık sporlarıyla uğraşan pek çok sporcu vardır; bu sporcular uygun tedavi protokolleri ile başarılı olmaktadır (astımlı olimpik atletlere dair verilerde atletizm ve uzun mesafe koşunun sık tercih edildiği görülmüştür) .
- Dans: Dans etmek, hem eğlenceli hem de vücudu çalıştıran bir aktivitedir. Astımlı çocuklar için dansın büyük bir avantajı, müzik eşliğinde aralıklı ritimler ve değişen tempo ile yapılabilmesidir. Örneğin hip-hop, halk dansları veya modern dans gibi türlerde yoğun hareketlerin aralarına daha yavaş figürler girebilir, bu da çocuğun nefesini dengelemesine olanak tanır. Dans genellikle kapalı ortamlarda yapıldığı için soğuk hava tetikleyicisi de devre dışı kalır. Bilimsel olarak spesifik bir dans türünün astım için diğerine üstünlüğü gösterilmemiş olsa da, dans etmenin genel aerobik kapasiteyi artırdığı, esneklik sağladığı ve stresten arındırdığı bilinmektedir. Astımlı çocuklar, bale veya folklor gibi disiplinli dans çalışmalarına katıldıklarında, düzenli antrenman ile solunum kontrolünde de ilerleme kaydedebilirler. Ayrıca dans grupları içinde yer almak sosyal açıdan da özgüvenlerini artırır ve astımdan dolayı kendini kısıtlanmış hissetme duygusunu azaltır.
- Yoga ve solunum egzersizleri: Yoga, astımlı çocuklar için hem fiziksel aktivite hem de nefes kontrolü eğitimi sağlayan özel bir disiplindir. Çocuklara uygun basit yoga pozları ve nefes teknikleri, akciğerleri zorlamadan vücudu çalıştırır. Bilimsel çalışmalar, yoga pratiğinin astımlı bireylerde yaşam kalitesini ve semptom kontrolünü bir miktar iyileştirebildiğini göstermektedir . Örneğin düzenli yoga yapan astımlı bireylerin solunum kaslarını daha kontrollü kullanabildiği, stres düzeylerinin azaldığı ve bazı çalışmaların yoga yapanlarda ihtiyaç duyulan ilaç dozlarında azalma bildirdiği belirtilmiştir . Çocuklar için özel yoga programlarında oyunla karışık nefes egzersizleri öğretilmesi, doğru nefes alma alışkanlığı kazandırarak astım ataklarını önlemeye yardımcı olabilir. Yoga aynı zamanda esneklik ve dengeyi geliştirir, ağır efor gerektirmediği için EIB tetikleme riski düşüktür. Bu yönleriyle yoga ve benzeri mindfulness temelli aktiviteler (tai-chi gibi), astımlı çocuklar için tamamlayıcı bir egzersiz seçeneği olarak önerilebilir.
Yukarıda sayılan sporların yanı sıra, yürüyüş, trekking, doğa sporları, masa tenisi, kayak (özellikle astımı kontrol altında olan ergenler için uygun ekipmanla) ve jimnastik gibi aktiviteler de çocuğun ilgisine göre seçilebilir. Önemli olan, astımlı çocuğun severek yapacağı bir fiziksel aktivite bulması ve bunu düzenli hale getirerek sedanter yaşam döngüsünü kırmasıdır. Her spor dalı için, çocuğun klinik durumuna uygun önlemler alındığı sürece katılım mümkündür. Örneğin astımı olan bir çocuk deniz kenarında koşmayı seviyorsa, doktorunun önerileriyle sabah veya akşam nemli havada koşabilir; polen alerjisi varsa polen mevsiminde açık hava yerine kapalı spor salonunda çalışabilir. Nihayetinde, astımlı çocukların hareket özgürlüğünü desteklemek ve onlara “yapabilirim” duygusu aşılamak tedavinin bir parçasıdır. Birçok astımlı gencin uygun tedaviyle milli sporcu düzeyine ulaşabildiği, hatta olimpiyatlarda madalya kazanabildiği unutulmamalıdır .
Egzersiz öncesi ısınma, inhaler kullanımı, ortam sıcaklığı ve hava kalitesi gibi faktörlerin etkisi
Astımlı bir çocuğun güvenli bir şekilde spor yapabilmesi için egzersiz öncesinde ve sırasında bazı çevresel ve davranışsal faktörlere dikkat etmek gerekir. Bu faktörler doğru yönetildiğinde, çocuğun egzersiz toleransı artar ve astım semptomları minimuma iner. Egzersiz sırasındaki astım riskini azaltmak için dikkat edilmesi gereken başlıca faktörler şunlardır:
- Isınma ve soğuma: Egzersiz öncesinde yapılacak 10-15 dakikalık düşük yoğunluklu ısınma hareketleri, vücudu egzersize hazırlar ve ani bronkospazm riskini azaltır. Isınma ile birlikte vücutta oluşan refrakter periyot, egzersizin yoğun kısmında bronşların daha az tepki vermesini sağlar . Bu sayede çocuk egzersizin başında nefes darlığı yaşamadan performansını sürdürebilir. Örneğin hafif tempolu koşu, kol-bacak esnetmeleri, kısa süreli interval koşular gibi ısınma teknikleri astımlı sporcularda EIB’yi önemli ölçüde azaltmıştır . Egzersiz bitiminde de birden durmak yerine yavaşlayarak nefes ve nabzı normale döndürmek (soğuma) önerilir. Isınma/soğuma uygulamaları, astımlı sporcularda uluslararası rehberlerin de tavsiye ettiği basit ama etkili önlemlerdendir.
- İnhaler (bronkodilatör) kullanımı: Astımlı çocukların egzersizden önce ve gerekirse egzersiz sırasında doktorlarının önerdiği şekilde inhaler ilaçlarını kullanmaları çok önemlidir. Eğer çocukta egzersizle tetiklenen semptom öyküsü varsa, egzersizden 10-15 dakika önce kısa etkili bir beta-2 agonist (örn. albuterol/salbutamol) inhalasyonu yapması koruyucu olacaktır . Bu uygulama, hava yollarını önceden genişleterek egzersiz sırasında ortaya çıkabilecek olası spazmların önüne geçer. Acil durumda kullanılacak rahatlatıcı inhalerin çocuğun yanında veya antrenörü/öğretmeninde bulunması sağlanmalıdır . Çocuk egzersiz sırasında hırıltı veya göğüste sıkışma hissederse, kenara geçip birkaç dakika dinlenmeli ve ihtiyaç halinde inhalerini kullanmalıdır. Ayrıca, eğer çocuk günlük hayatta da sık semptom yaşıyorsa, yalnız egzersiz öncesi değil düzenli olarak inhale kortikosteroid gibi kontrol edici ilaçların da kullanımı gerekebilir. İyi kontrol altında olan bir astım hastasında egzersiz toleransı belirgin biçimde artacaktır.
- Ortam sıcaklığı ve nem oranı: Egzersizin yapıldığı ortamın ısısı ve havadaki nem miktarı, astım semptomlarının ortaya çıkmasında belirleyici bir rol oynar. Soğuk ve kuru hava, solunum yollarında daha hızlı kuruma ve soğumaya neden olarak bronş daralmasını tetikleyebilir . Bu nedenle astımlı çocukların özellikle kış aylarında dış mekânda yapılan sporlarında dikkatli olması gerekir. Soğuk havalarda açık havada koşu veya spor yapılacaksa, çocuğun boynuna ve ağzının önüne bir buff/atkı takarak soluduğu havayı ısıtması önerilir . Mümkünse egzersiz, öğle saatleri gibi havanın nispeten daha sıcak olduğu zamanlarda yapılmalıdır. Sıcak ve nemli hava koşulları ise astım için genellikle daha olumlu bir ortam sunar; hava yolları kuru havaya kıyasla daha az tahriş olur . Kapalı yüzme havuzları gibi nem oranı yüksek ortamlarda astım atağının daha seyrek görülmesi bu yüzdendir. Yine de çok nemli ve sıcak havada ozon ve polen gibi diğer faktörler de artabileceğinden (özellikle yazın nemli ama polen düzeyi yüksek günler gibi) her çocuk kendi tetikleyicilerine göre ortam seçmelidir. Genel olarak, ılıman ve temiz havada yapılan egzersizler astımlı çocuklar için en ideal koşulları sağlar.
- Hava kalitesi (alerjen ve kirleticiler): Egzersiz yapılacak ortamdaki hava kalitesi, astımlı çocukların performansını doğrudan etkiler. Toz, polen, duman, egzoz gazı, endüstriyel emisyonlar veya klor gibi irritanlar solunan havada yoğun ise astım semptomları tetiklenebilir. Bu nedenle, yüksek polen dönemlerinde astımlı çocuğun açık havada egzersiz yapması planlanıyorsa polen filtresi içeren bir maske kullanması veya egzersizi kapalı ortamda yapması düşünülebilir. Hava kirliliğinin yoğun olduğu günlerde (örneğin şehir trafiğinin pik yaptığı saatler veya hava kalitesinin düşük olduğu seviyeler) açık havada koşu gibi aktivitelerden kaçınılmalıdır. Eğer çocuk yüzme sporuyla uğraşıyorsa, havuzun iyi havalandırılmış ve dezenfeksiyon için kullanılan klor düzeyinin standartlarda olmasına dikkat edilmelidir; çünkü bazı astımlı bireyler için klor kokusu tetikleyici olabilir . İdeal olarak, astımlı çocuklar temiz hava koşullarında spor yapmalıdır. Örneğin, trafik egzozunun yoğun olduğu şehir içi parkurlar yerine ormanlık alanlar veya deniz kenarı tercih edilebilir.
Yukarıda belirtilen faktörlere özen gösterildiğinde astımlı çocukların fiziksel aktiviteye bağlı yaşadıkları solunum sıkıntıları belirgin biçimde azalacaktır. Uygun ısınma yapan, inhalerini gerektiği gibi kullanan ve temiz ortamda egzersiz yapan bir astımlı çocuk, çoğu zaman sağlıklı akranlarıyla benzer düzeyde performans gösterebilir. Unutulmamalıdır ki, bu faktörler sadece spordan alınan keyfi ve verimi artırmakla kalmaz, aynı zamanda ciddi astım ataklarını önlemenin anahtar bileşenleridir.
Astımlı çocukların fiziksel aktiviteye katılımını teşvik ederken dikkat edilmesi gerekenler
Astımı olan çocuklar, doğru önlemlerle hemen her türlü fiziksel aktiviteye güvenle katılabilirler. Önemli olan, çocuğun sevdiği bir spor dalında kademeli olarak ilerlemesi ve astım yönetiminin etkin bir şekilde sürdürülmesidir.
Astımlı çocukların aktif bir yaşam sürmeleri, fiziksel ve psikososyal sağlıkları için son derece faydalıdır. Bu nedenle ebeveynlerin, eğitmenlerin ve sağlık profesyonellerinin ortak amacı, çocuğun kendisini güvende hissederek spor yapmasını teşvik etmek olmalıdır. Bunu yaparken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:
- Astım kontrolünün sağlanması: Çocuğun astımı, düzenli hekim takibi ve uygun ilaç tedavisi ile iyi kontrol altında olmalıdır. Kontrollü astım, çocuğun egzersiz sırasında semptom yaşama olasılığını büyük ölçüde azaltır. Astım tedavisinde amaç, çocuğun normal fiziksel aktivite düzeyini sürdürebilmesidir . Bu nedenle egzersize başlamadan önce çocuğun günlük şikâyetleri minimuma indirilmiş olmalı, gerekiyorsa tedavi planı yoğunlaştırılmalıdır. Örneğin, haftada birkaç kezden sık nefes darlığı/hırıltı yaşayan bir çocukta doktoru inhale kortikosteroid dozunu artırabilir veya yeni bir tedavi ekleyebilir. Astım belirtileri kontrol altına alındıktan sonra çocuğun egzersize katılması hem daha güvenli hem de daha motive edici olacaktır.
- İlaç ve ekipman erişimi: Çocuk spor yaparken ihtiyaç duyabileceği tüm ilaç ve ekipman elinin altında olmalıdır. Rahatlatıcı inhaler (kurtarıcı ilaç) mutlaka kolayca ulaşılabilir bir yerde (çocuğun cebinde, antrenörde, kenarda bir çantada vb.) bulundurulmalıdır . Okulda beden eğitimi dersine girerken ya da antrenmana katılırken bu inhaleri yanında taşımasına izin verilmeli ve bu konuda gerekli esneklik gösterilmelidir. Eğer çocuk egzersiz sonrası için gerekliyse tepe akım ölçer (peak flow metre) gibi bir cihazla nefesini kontrol etmeyi öğrenmişse, bu da bulundurulabilir ancak genellikle pratik değildir; daha çok inhalerin bulunması yeterlidir. Ayrıca çocuğa uygun bir su matarası, teriyle üşütmemesi için yedek kıyafet gibi genel ihtiyaçlar da düşünülmelidir. Bu hazırlıklar, hem çocuğa güven verir hem de olası bir durumda hızlı müdahale imkânı tanır.
- Eğitim ve iletişim: Astımlı çocuğun kendisi, ailesi ve spor yaptığı ortamdaki sorumlu kişiler astım konusunda bilinçli olmalıdır. Ebeveynler, çocuğa egzersiz öncesi nasıl ısınacağını, nefesi daralırsa ne yapacağını öğretmelidir. Çocuk da kendi vücudunu dinlemeyi öğrenmelidir. Örneğin koşarken göğsünde sıkışma başlarsa durup inhalerini kullanması gerektiğini bilmelidir. Okulda beden eğitimi öğretmenine veya kulüpte antrenöre çocuğun astımı olduğu mutlaka iletilmelidir . İlgili kişilere, çocuğun kullanması gereken ilacın nerede olduğu ve acil durumda nasıl kullanılacağı açıklanmalıdır. Bu iletişim ağı, olası bir astım atağında paniği önler ve hızlı destek sağlar. Ayrıca arkadaşlarının da astım konusunda temel bir farkındalığa sahip olması (örneğin astım krizinde arkadaşına nasıl yardım edebilecekleri) sosyal destek açısından değerlidir. Astımlı çocuk, çevresindekilerin durumu bildiğini ve gerektiğinde yardım alabileceğini bilirse kendini daha güvende hisseder.
- Aktivite düzeyinin ayarlanması ve kademeli artış: Çocuğun fiziksel aktiviteye katılımı kademeli olarak artırılmalı, başlangıçta aşırı zorlayıcı hedefler konulmamalıdır. İlk başta düşük tempolu egzersizler ve sık dinlenme araları ile işe başlanabilir. Çocuğun kondisyonu arttıkça egzersiz süresi veya şiddeti yavaş yavaş yükseltilebilir. Önemli olan, çocuğun kendi sınırlarını tanıması ve bunları zorlaması için zaman tanınmasıdır . Her çocuk farklı hızda ilerleyebilir; bu süreçte sabırlı olunmalı ve küçük ilerlemeler övgüyle karşılanmalıdır. Çocuk performansını diğer arkadaşlarıyla kıyaslamaya itilmemelidir. Örneğin ilk gün 5 dakika koşabilen bir çocuk, birkaç hafta içinde 15-20 dakikaya çıkabilir; ancak bu süreçte kendini kötü hissettiği günler olabilir. Astım, günlük dalgalanmalar gösterebilir: bazı günler hava koşulları veya alerjen maruziyeti nedeniyle çocuk daha hassas olabilir . Bu gibi durumlarda o günkü antrenman yoğunluğunu azaltmak veya dinlenmeyi tercih etmek gerektiği çocuğa anlatılmalıdır. Esneklik ve çocuğun o anki durumuna göre hareket etmek, sporu sürdürülebilir kılar.
- Psikososyal destek ve motivasyon: Astımlı çocuklar, hastalıkları nedeniyle akranlarından geri kalma veya “hastalıklı” olarak görülme endişesi yaşayabilir. Bu kaygıları gidermek için çocuğa başarılı olabileceği alanlar yaratmak önemlidir. Spor, bu açıdan bir fırsattır; çocuk bir takımın parçası olduğunu veya bir hedefe ulaştığını gördükçe özgüveni artar. Ebeveynlerin aşırı koruyucu davranarak çocuğu aktiviteden uzak tutmak yerine, gerekli önlemleri alarak denemesine izin vermesi gerekir . Ailelerin “koşarsan astımın kötüleşir” şeklindeki uyarıları, çocuğun spor yapmaktan tamamen vazgeçmesine ve hareketsiz kalmasına yol açabilir. Oysa hareketsizlik, uzun vadede obezite ve kondisyonsuzluk nedeniyle astımı daha da kötüleştirebilir . Bu nedenle çocuğa sürekli cesaret verilmeli, küçük başarıları bile takdir edilmelidir. Örneğin, astımı nedeniyle okulda beden eğitimi dersine katılamamış bir çocuğun, doktorunun önerisiyle nefes egzersizleri yaparak 1 ay sonra derse katılmaya başlaması önemli bir adımdır ve övgüyü hak eder. Çocuğun spor yapabilmesi, onun sosyal çevreye katılımını da artırır ve yalnızlık duygusunu azaltır . Arkadaşlarıyla oyun oynayabilen, yarışmalara girebilen bir çocuk, astımını yenebileceğine dair inanç geliştirir. Gerekirse okuldaki rehber öğretmenler veya spor psikologları da çocuğa motivasyon desteği sağlayabilir.
Sonuç olarak, astımlı çocukların fiziksel aktiviteye katılımını teşvik etmek, hem tıbbi hem de sosyal bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Uygun tedavi ve önlemlerle desteklenen çocuklar, spor yaparken kendilerini güvende hisseder ve yeteneklerini ortaya koyabilirler. Bu da onların hem fiziksel sağlıklarını hem de özgüven, disiplin, takım çalışması gibi yaşam boyu değerli olacak becerilerini geliştirir. Astım, doğru yönetimle çocukların hayallerinin peşinden koşmasına engel değildir; önemli olan onlara bu yolda rehberlik etmek ve cesaretlendirmektir.
Kaynakça
- Privitera S., Privitera A. Physical exercise in asthma adolescents: a concept review. Multidiscip Respir Med. 2023; 18(1):924 .
- Matsumoto I. Dispelling the myths of exercise and asthma. Proc (Bayl Univ Med Cent). 2003;16(4):388-391 .
- Gerow M., Bruner P.J. Exercise-Induced Bronchoconstriction. StatPearls [Internet]. Treasure Island (FL): StatPearls Publishing; 2023 Aug 7 .
- Asthma and Respiratory Foundation of New Zealand. Should my child play sport if they have asthma? 24 March 2023 .
- National Jewish Health. Indoor Swimming Recommended for Children with Asthma. Press Release, 08 Feb 2017 .
- Beggs S., et al. Swimming training for asthma in children and adolescents aged 18 years and under. Cochrane Database Syst Rev. 2013; Issue 4: CD009607 .
- Yang Z.Y., et al. Yoga for asthma. Cochrane Database Syst Rev. 2016; Issue 4: CD010346 .
- Allergy & Asthma Network. Olympic Athletes With Asthma. 2022 .
