Astımlı Çocuk ve Ergenlerde Egzersiz: Güvenliği, Yararları ve Dikkat Edilecek Noktalar

Astımlı çocuklarda egzersizin fizyolojik etkileri

Astım tanısı almış çocuklar için düzenli egzersiz yapmak, uygun şekilde planlandığında, bir risk olmaktan ziyade sağlık açısından birçok fayda sağlayabilir. Geçmişte astımlı çocukların egzersizden kaçınması gerektiği düşünülse de güncel yaklaşımlar, düzenli fiziksel aktivitenin astım yönetiminin önemli bir parçası olduğunu göstermektedir . Araştırmalar, düzenli egzersiz yapan astımlı çocuk ve ergenlerde hastane yatışlarının ve okula devamsızlıkların azaldığını, tıbbi kontrollerin ve bronkodilatör (rahatlatıcı inhaler) kullanımının daha sınırlı olduğunu bildirmektedir . Özellikle denetim altında yapılan planlı egzersizlerin, astım tedavisine farmakolojik tedaviye ek olarak sinerjik bir katkı sağladığı vurgulanmaktadır .

Egzersizin astımlı çocukların vücudunda oluşturduğu olumlu fizyolojik değişimler şu şekilde özetlenebilir:

Bu fizyolojik ve psikolojik faydalar sayesinde düzenli egzersiz, astım tedavisinin tamamlayıcı bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Elbette astımlı çocuklarda egzersiz programları bireyselleştirilmeli ve çocuğun mevcut hastalık kontrol düzeyine göre ayarlanmalıdır. Uygun şekilde planlandığında, egzersiz yapmak astımlı çocukların genel sağlık durumunu güçlendirmekte ve ileride daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine zemin hazırlamaktadır .

Egzersize bağlı bronkokonstriksiyon nedir ve nasıl önlenir?

Egzersize bağlı bronkokonstriksiyon (EIB), yoğun fiziksel aktivite sonrasında hava yollarında meydana gelen geçici ve geri dönüşümlü daralmayı ifade eder . EIB genellikle egzersizin bitiminden kısa bir süre sonra, ilk 5-10 dakika içinde ortaya çıkar ve nefes darlığı, göğüste sıkışma, hırıltılı solunum ve öksürük gibi astım benzeri semptomlara yol açabilir . Bu durum, özellikle soğuk ve kuru havada yapılan egzersizlerle tetiklenmeye daha yatkındır. Klasik olarak, çocuk egzersize başladıktan birkaç dakika sonra solunum yollarında açılma olabilir ancak egzersiz yoğun şekilde devam ederse bronşlarda daralma oluşur; egzersiz bitiminde akciğer fonksiyonlarındaki düşüş belirgin hale gelir ve semptomlar 30-60 dakika içinde kendiliğinden düzelir . EIB astımlı çocukların %40-90’ında görülürken, astımı olmayan sağlıklı bireylerin de yaklaşık %10-20’sinde yoğun egzersizle benzer bronş daralmaları ortaya çıkabilir .

EIB’nin ortaya çıkış mekanizmasında, egzersiz sırasında artan solunum hızının hava yollarını soğutması ve kurutması önemli rol oynar. Yoğun eforla birlikte ağızdan hızlı nefes alıp verme, solunum yollarındaki nemin buharlaşmasına ve hava yolu yüzeylerinde soğumaya yol açar. Bu durum bronş duvarındaki hücrelerden bazı inflamatuar mediatörlerin salınmasına neden olarak bronşlarda spazm (daralma) yaratır . Özetle, “hava yolunun kuruması” EIB için tetikleyici başlangıç adımıdır ve solunan havanın sıcak-nemli olmaması halinde egzersiz astım atağını kolaylaştırır . Nitekim astımlı çocuklar için kapalı ortamdaki nemli hava avantajıyla yüzme gibi sporların daha az EIB tetiklemesi de bu mekanizmaya dayanmaktadır.

EIB gelişme riski, uygun önlemlerle büyük ölçüde azaltılabilir. Astımlı bir çocuğun egzersiz sırasında bronkokonstriksiyon yaşamasını önlemek için en önemli strateji, astımın iyi kontrol altında olmasını sağlamak ve egzersizi planlı bir şekilde gerçekleştirmektir. Bunun için şu yaklaşımlar önerilir:

Sonuç olarak EIB, astımlı çocuklarda sık görülen bir durum olsa da doğru önleyici adımlar ile üstesinden gelinebilir. Egzersiz öncesi uygun ilaçların kullanılması, iyi bir ısınma yapılması ve çevresel tetikleyicilerin minimize edilmesi sayesinde astımlı çocuklar güvenle spor yapabilirler. Böylece EIB korkusu, çocukların fiziksel olarak aktif bir yaşam sürmesinin önünde bir engel olmaktan çıkar.

Astımlı çocuklar için uygun spor türleri ve bilimsel dayanakları

Astımlı çocuk ve ergenlerin, doğru önlemler alındığında hemen her spor dalına katılması mümkündür. Önemli olan, çocuğun ilgi duyduğu spor dalında astımını kontrol altında tutarak güvenle performans göstermesidir. Bununla birlikte, bazı sporlar solunum sistemi üzerine daha az stres bindirirken bazıları daha yoğun efor ve çevresel maruziyet gerektirir. Aşağıda astımlı çocuklar açısından daha uygun kabul edilen spor türleri ve bunların bilimsel dayanakları sunulmuştur:

Yukarıda sayılan sporların yanı sıra, yürüyüş, trekking, doğa sporları, masa tenisi, kayak (özellikle astımı kontrol altında olan ergenler için uygun ekipmanla) ve jimnastik gibi aktiviteler de çocuğun ilgisine göre seçilebilir. Önemli olan, astımlı çocuğun severek yapacağı bir fiziksel aktivite bulması ve bunu düzenli hale getirerek sedanter yaşam döngüsünü kırmasıdır. Her spor dalı için, çocuğun klinik durumuna uygun önlemler alındığı sürece katılım mümkündür. Örneğin astımı olan bir çocuk deniz kenarında koşmayı seviyorsa, doktorunun önerileriyle sabah veya akşam nemli havada koşabilir; polen alerjisi varsa polen mevsiminde açık hava yerine kapalı spor salonunda çalışabilir. Nihayetinde, astımlı çocukların hareket özgürlüğünü desteklemek ve onlara “yapabilirim” duygusu aşılamak tedavinin bir parçasıdır. Birçok astımlı gencin uygun tedaviyle milli sporcu düzeyine ulaşabildiği, hatta olimpiyatlarda madalya kazanabildiği unutulmamalıdır .

Egzersiz öncesi ısınma, inhaler kullanımı, ortam sıcaklığı ve hava kalitesi gibi faktörlerin etkisi

Astımlı bir çocuğun güvenli bir şekilde spor yapabilmesi için egzersiz öncesinde ve sırasında bazı çevresel ve davranışsal faktörlere dikkat etmek gerekir. Bu faktörler doğru yönetildiğinde, çocuğun egzersiz toleransı artar ve astım semptomları minimuma iner. Egzersiz sırasındaki astım riskini azaltmak için dikkat edilmesi gereken başlıca faktörler şunlardır:

Yukarıda belirtilen faktörlere özen gösterildiğinde astımlı çocukların fiziksel aktiviteye bağlı yaşadıkları solunum sıkıntıları belirgin biçimde azalacaktır. Uygun ısınma yapan, inhalerini gerektiği gibi kullanan ve temiz ortamda egzersiz yapan bir astımlı çocuk, çoğu zaman sağlıklı akranlarıyla benzer düzeyde performans gösterebilir. Unutulmamalıdır ki, bu faktörler sadece spordan alınan keyfi ve verimi artırmakla kalmaz, aynı zamanda ciddi astım ataklarını önlemenin anahtar bileşenleridir.

Astımlı çocukların fiziksel aktiviteye katılımını teşvik ederken dikkat edilmesi gerekenler

Astımı olan çocuklar, doğru önlemlerle hemen her türlü fiziksel aktiviteye güvenle katılabilirler. Önemli olan, çocuğun sevdiği bir spor dalında kademeli olarak ilerlemesi ve astım yönetiminin etkin bir şekilde sürdürülmesidir.

Astımlı çocukların aktif bir yaşam sürmeleri, fiziksel ve psikososyal sağlıkları için son derece faydalıdır. Bu nedenle ebeveynlerin, eğitmenlerin ve sağlık profesyonellerinin ortak amacı, çocuğun kendisini güvende hissederek spor yapmasını teşvik etmek olmalıdır. Bunu yaparken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:

  1. Astım kontrolünün sağlanması: Çocuğun astımı, düzenli hekim takibi ve uygun ilaç tedavisi ile iyi kontrol altında olmalıdır. Kontrollü astım, çocuğun egzersiz sırasında semptom yaşama olasılığını büyük ölçüde azaltır. Astım tedavisinde amaç, çocuğun normal fiziksel aktivite düzeyini sürdürebilmesidir . Bu nedenle egzersize başlamadan önce çocuğun günlük şikâyetleri minimuma indirilmiş olmalı, gerekiyorsa tedavi planı yoğunlaştırılmalıdır. Örneğin, haftada birkaç kezden sık nefes darlığı/hırıltı yaşayan bir çocukta doktoru inhale kortikosteroid dozunu artırabilir veya yeni bir tedavi ekleyebilir. Astım belirtileri kontrol altına alındıktan sonra çocuğun egzersize katılması hem daha güvenli hem de daha motive edici olacaktır.
  2. İlaç ve ekipman erişimi: Çocuk spor yaparken ihtiyaç duyabileceği tüm ilaç ve ekipman elinin altında olmalıdır. Rahatlatıcı inhaler (kurtarıcı ilaç) mutlaka kolayca ulaşılabilir bir yerde (çocuğun cebinde, antrenörde, kenarda bir çantada vb.) bulundurulmalıdır . Okulda beden eğitimi dersine girerken ya da antrenmana katılırken bu inhaleri yanında taşımasına izin verilmeli ve bu konuda gerekli esneklik gösterilmelidir. Eğer çocuk egzersiz sonrası için gerekliyse tepe akım ölçer (peak flow metre) gibi bir cihazla nefesini kontrol etmeyi öğrenmişse, bu da bulundurulabilir ancak genellikle pratik değildir; daha çok inhalerin bulunması yeterlidir. Ayrıca çocuğa uygun bir su matarası, teriyle üşütmemesi için yedek kıyafet gibi genel ihtiyaçlar da düşünülmelidir. Bu hazırlıklar, hem çocuğa güven verir hem de olası bir durumda hızlı müdahale imkânı tanır.
  3. Eğitim ve iletişim: Astımlı çocuğun kendisi, ailesi ve spor yaptığı ortamdaki sorumlu kişiler astım konusunda bilinçli olmalıdır. Ebeveynler, çocuğa egzersiz öncesi nasıl ısınacağını, nefesi daralırsa ne yapacağını öğretmelidir. Çocuk da kendi vücudunu dinlemeyi öğrenmelidir. Örneğin koşarken göğsünde sıkışma başlarsa durup inhalerini kullanması gerektiğini bilmelidir. Okulda beden eğitimi öğretmenine veya kulüpte antrenöre çocuğun astımı olduğu mutlaka iletilmelidir . İlgili kişilere, çocuğun kullanması gereken ilacın nerede olduğu ve acil durumda nasıl kullanılacağı açıklanmalıdır. Bu iletişim ağı, olası bir astım atağında paniği önler ve hızlı destek sağlar. Ayrıca arkadaşlarının da astım konusunda temel bir farkındalığa sahip olması (örneğin astım krizinde arkadaşına nasıl yardım edebilecekleri) sosyal destek açısından değerlidir. Astımlı çocuk, çevresindekilerin durumu bildiğini ve gerektiğinde yardım alabileceğini bilirse kendini daha güvende hisseder.
  4. Aktivite düzeyinin ayarlanması ve kademeli artış: Çocuğun fiziksel aktiviteye katılımı kademeli olarak artırılmalı, başlangıçta aşırı zorlayıcı hedefler konulmamalıdır. İlk başta düşük tempolu egzersizler ve sık dinlenme araları ile işe başlanabilir. Çocuğun kondisyonu arttıkça egzersiz süresi veya şiddeti yavaş yavaş yükseltilebilir. Önemli olan, çocuğun kendi sınırlarını tanıması ve bunları zorlaması için zaman tanınmasıdır . Her çocuk farklı hızda ilerleyebilir; bu süreçte sabırlı olunmalı ve küçük ilerlemeler övgüyle karşılanmalıdır. Çocuk performansını diğer arkadaşlarıyla kıyaslamaya itilmemelidir. Örneğin ilk gün 5 dakika koşabilen bir çocuk, birkaç hafta içinde 15-20 dakikaya çıkabilir; ancak bu süreçte kendini kötü hissettiği günler olabilir. Astım, günlük dalgalanmalar gösterebilir: bazı günler hava koşulları veya alerjen maruziyeti nedeniyle çocuk daha hassas olabilir . Bu gibi durumlarda o günkü antrenman yoğunluğunu azaltmak veya dinlenmeyi tercih etmek gerektiği çocuğa anlatılmalıdır. Esneklik ve çocuğun o anki durumuna göre hareket etmek, sporu sürdürülebilir kılar.
  5. Psikososyal destek ve motivasyon: Astımlı çocuklar, hastalıkları nedeniyle akranlarından geri kalma veya “hastalıklı” olarak görülme endişesi yaşayabilir. Bu kaygıları gidermek için çocuğa başarılı olabileceği alanlar yaratmak önemlidir. Spor, bu açıdan bir fırsattır; çocuk bir takımın parçası olduğunu veya bir hedefe ulaştığını gördükçe özgüveni artar. Ebeveynlerin aşırı koruyucu davranarak çocuğu aktiviteden uzak tutmak yerine, gerekli önlemleri alarak denemesine izin vermesi gerekir . Ailelerin “koşarsan astımın kötüleşir” şeklindeki uyarıları, çocuğun spor yapmaktan tamamen vazgeçmesine ve hareketsiz kalmasına yol açabilir. Oysa hareketsizlik, uzun vadede obezite ve kondisyonsuzluk nedeniyle astımı daha da kötüleştirebilir . Bu nedenle çocuğa sürekli cesaret verilmeli, küçük başarıları bile takdir edilmelidir. Örneğin, astımı nedeniyle okulda beden eğitimi dersine katılamamış bir çocuğun, doktorunun önerisiyle nefes egzersizleri yaparak 1 ay sonra derse katılmaya başlaması önemli bir adımdır ve övgüyü hak eder. Çocuğun spor yapabilmesi, onun sosyal çevreye katılımını da artırır ve yalnızlık duygusunu azaltır . Arkadaşlarıyla oyun oynayabilen, yarışmalara girebilen bir çocuk, astımını yenebileceğine dair inanç geliştirir. Gerekirse okuldaki rehber öğretmenler veya spor psikologları da çocuğa motivasyon desteği sağlayabilir.

Sonuç olarak, astımlı çocukların fiziksel aktiviteye katılımını teşvik etmek, hem tıbbi hem de sosyal bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Uygun tedavi ve önlemlerle desteklenen çocuklar, spor yaparken kendilerini güvende hisseder ve yeteneklerini ortaya koyabilirler. Bu da onların hem fiziksel sağlıklarını hem de özgüven, disiplin, takım çalışması gibi yaşam boyu değerli olacak becerilerini geliştirir. Astım, doğru yönetimle çocukların hayallerinin peşinden koşmasına engel değildir; önemli olan onlara bu yolda rehberlik etmek ve cesaretlendirmektir.

Kaynakça

  1. Privitera S., Privitera A. Physical exercise in asthma adolescents: a concept review. Multidiscip Respir Med. 2023; 18(1):924 .
  2. Matsumoto I. Dispelling the myths of exercise and asthma. Proc (Bayl Univ Med Cent). 2003;16(4):388-391 .
  3. Gerow M., Bruner P.J. Exercise-Induced Bronchoconstriction. StatPearls [Internet]. Treasure Island (FL): StatPearls Publishing; 2023 Aug 7 .
  4. Asthma and Respiratory Foundation of New Zealand. Should my child play sport if they have asthma? 24 March 2023 .
  5. National Jewish Health. Indoor Swimming Recommended for Children with Asthma. Press Release, 08 Feb 2017 .
  6. Beggs S., et al. Swimming training for asthma in children and adolescents aged 18 years and under. Cochrane Database Syst Rev. 2013; Issue 4: CD009607 .
  7. Yang Z.Y., et al. Yoga for asthma. Cochrane Database Syst Rev. 2016; Issue 4: CD010346 .
  8. Allergy & Asthma Network. Olympic Athletes With Asthma. 2022 .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir